
Evde geçirdiğim günler gibi bir gündü. Sabah dokuzda uyanıp gün içerisinde, sadece birşeyler okumak ve sigara içmek için oturduğum günlerden. Mesela bu yazıyı yazacağım için saydım evin içinde kaç gündür kapalı kaldığımızı.
Aslında iki defa evin arka sokağındaki sahil parkına gittik. Ama her döndüğümüzde pişman oldum ve anladım ki dışarı çıkmak beni daha tedirgin ve paranoyak yapıyor.
Bugün Aren ‘hadi dışarı çıkalım hava çok güzel’ dedi. 3 yaşında ve anlatmak zor geldi. Yapmadığım bir şey ama neden çıkamayacağımız cevabını geçiştirdim. Çıkmak yerine dans ettik.
Bugün okulların bizi modern hayata ne kadar bağladıklarını düşündüm. Ve karnabahar pişirsem çocukalar yer mi? diye.
Aslında evde hayat o kadar da kötü değil ama herşeyin giderek daha kötü hale gelmesi ve bunu için yapabileceğin en iyi şeyin evde oturmak olması can sıkıcı. Bir sürü soru geliyor aklıma zor durumda olacak insanlar ve uzantıları… bunları düşünmeye başladığımda işin içinden çıkamıyorum ve hemen evde yapacak bişeyler arıyorum. Bugün temizlik yaptım mesela. Bir de dolap kapağını tamir ettim. Sonra eski yoğurt kaplarına mutfakta yeşillenmiş sarımsakları ektim. balkonu temizledik Koray’la, çocuklar çıkıp kendilerini dışarda hissetsin diye 🙂
yarın için plan yapmaya başladım. çünkü eldeki aktiviteler bitmek üzere ve planlı davranmak lazım. çocuklar çok acımasız olabiliyorlar.
Karnabahar güzel oldu. Aren çok beğendi, Arjen tadına bakmadı. Yarın uzaktan eğitim başlıyor. heyecanlıyım. hep Arjen’i (11) okulda merak ederdim. ha ha biliyorum aynı değil ama iki saat de olsa biraz sakin kalabileceğiz.
not: fotoğrafı tam bir hafta önce istanbula dönerken uçaktan çekmiştim.
Modern hayata yeni bir parca ekleniyor sanirim bu viruslu gunlerle !
Cok paralel dusuncelerden yola cikip benzer eylemlerle kurtariyoruz kendimizi 🙂 Bakalim yarin ne getirecek !
belki sadece anı yaşamayı öğrenebiliriz. çünkü bu iş uzarsa uzun vaadeli planlar yapmak çok da anlamlı olmayacak.