

dün benim doğum günümdü. yaşımı pek hatırlamak istemesem de günümün iyi geçirmeye yetecek sebebim vardı. Yani güne öyle başlamıştım.
Arabayla bir tur atmaya ve istanbulun boş halini kamerayla kaydetmeye niyetliydik. Sokakların bomboş olacağını düşünerek çıkmıştık ama durum hiç de öyle değildi. Çalışmak zorunda olan insanlar vardı dükkanlarda, şantiyelerde, sokaklarda. yeri gelince dünya bizi kıskanıyor diye naralar atan hükümet ihtiyacı olduğu zamanda halkını yalnız bırakmıştı. Bu herkeste ciddi bir moral bozukluğu yaratıyor ve artık twiter okumadan ya da son haberlere bakmadan bir saat geçiremiyorum.
sosyal devlet güvencesi yerine insanlara layık görülen sadaka gibi bir nakit yardımı ve postahane önünde itiş kakış yüzlerce insan bu yardımı almak için kuyruğa girmiş. Heryerde #evdekaltürkiye diye tavsiyeler veren afişler var ama insanların nasıl olup da para olmadan evde kalacağı konusunda hiçbir gündem yok. Ortada dilenci yerine koyulan insanlar var sadece. Ölen insan sayısı artıyor ve ben evde kalma lüksüne sahip olduğu için kendinden utanan azınlık içindeyim.
Haberler hiç iç açıcı değil. Günümü iyi geçirmeye yetecek sebebim yok.
Bizde millet kaan veriyor yada fakirlere yardim ediyor… Boyle bir firsat var mi Istanbulda ?
küçük çaplı sosyal yardımlaşma ağları var tabi. ama bunun dışında olması gereken güvenceli bir sokağa çıkma yasağı. kimse bir koli erzak geldi diye işe gitmeme riskini göze alamaz. kaldı ki yardım kampanyaları yerel yönetim ve hükümet arasında bir sidik yarışına dönüşmüş durumda.