Çekül de çalıştığım zamanlarda yapığımız işe anlam veremediğimiz bir dönem vardı. Herkes yeni iş hayalleri kuruyor, kimisi gerçekten işinin planları yapıyordu. O döneme damgasını vuran ve o ideal işin felsefesini tanımlayan söz : Input- Output idi.
Bir aydır, keyifsizlik ve tedirginlikle başlayıp bocalamayla iç içe devam eden eylemlerle dolu şu sürecin içinde yaşamak için bir denge tutturmaya başladım. Arka planda virüsün her yerde hızla yayılıp canlar aldığını gösteren o harita var hep. İç mekan düzenlemeleri, iç dünya sorgulamalarıyla paralel düzlemde yuvarlanarak gidiyorken Macron iki gün önce ayni saatte (20.00) Elize sarayından yine halka seslendi : 11 Mayıs’a kadar ev hapsine ayni disiplinle devam, akabinde kademeli olarak normal hayata dönmeye başlanacak. Bu arada üniversiteler Eylül 2020 den önce açılmayacağı kararını duyurmuştu bile. Herkesin aklında « kademeli » düzeninin nasıl olacağı sorunu varken ben şahsım adına bir değişiklik olmayacağını düşünüyordum. Fakat doktorada bağlı olduğum araştırma laboratuvarı « tamam mı devam mı » konulu bir mail gönderdi : 11 Mayıs’tan sonra eski hayata yeni kurallarla dönelim mi yoksa ayni üniversitelerin aldığı karar gibi eylüle karar araştırmalarımıza evden mi devam edelim ?
Beynimin her tarafından bu işin somut olarak nasıl mümkün olacağı sorusu varken bir taraftan bu sürede alıştığım ve sevmeye başladığım şeyi tanımlamam gerektiğine karar verdim.
Yapmak, başarısız olmak ama yine yapmak, ayni soruyu başkasının müdahalesi olmadan yine sormak, sonra yine yapmak, her gün yemek yapmak, her hafta alış-veriş yapmak, aynı soruyu yine düşünmek, günün saati ya da değişen güne göre farklı cevaplar verdiğini görmek, sonra stratejiyi değiştirmek sonra yine yapmak. Ekmek yapmak, çay yapmak. Kendi çıkıntılarınla karşı karşıya kalıp kısa sure içinde onlarla yine yüzleştiğinin getirdiği bir tanıdıklık duygusuyla yumuşamak ve yine yapmak. Yani yazmak. Kendine tam güvenini kaybederken toparlanmak, hatırlamak, ayni dün ya da önceki hafta olduğu gibi. Sonra dönüp bilgisayarın karsısına geçip yazmak.
Başka bir yere şu aşamada gidersem bu kazanımların hepsini kaybedip bir ayda yarattığım bu mikro ekosistemin dışında boğulmaktan korkuyorum. Inputum kendim, outputum eylemlerim olsa da bu ilişkinin akıcı bir şekilde sürmesi şu anda içinde yaşadığım dinginliğe bağlı.